HAKKIMDA

Serbest Sanatçı | Nalan Tufekci
Şehir | Utrecht, NL

Lise yıllarımda tarihi sevmem sanat tarihine merakımı da beraberinde getirdi. Her okuduğum kitap zihnimde yeni soruları doğurdu.Ve bu sorular resimdeki yolculuğumun ön habercisi olmuştu. Tarih; geçmişten günümüze, dönemlerine, coğrafi konumlarına etkileşimlerine göre farklılıklar göstermiştir. Her millet kendi kültürünü daha doğrusu kendi izini yaratmaya çalışmıştır. “Sanat” hep kendini aramıştır.

Üniversite dönemimin ilk yıllarında; biriktirdiğim eskizlerin, okuyup almış olduğum notların artık hayat bulması gerekiyordu.  İlk olarak “Hareket” kavramının fütürizmin iyimser beklentisinin yanında, dinamizme etkisinin olmasından dolayı mekanik parçaları yorumladım. Görünene değil, zihnimde oluşturduğu sorulara yanıtlar aradım. Konu: “Araba Motoru” idi!

Arabanın motor parçalarını hayalgücü’nün desteğiyle renklerle zihnimde yeniden canlandırdım. Aslında amacı basitti “Hareket”. Arabanın boruları sanki insan vücudundaki damarlardı, motoru da kalbi idi. Baktığımda gördüğüm şey; mekanik ve biyolojik kavramlarının benzeşmeleriydi. Bu benzerlikleri renk ve leke ile soyutlamaya başladım.

Yüksek lisans konusu da zihnimde henüz tamamlanmadığı için arabanın devamı olmalıydı! Önceki çalışmalarımda dış form ve işlevin etkisi önemliyken artık arabanın tarihsel süreci de eklenmişti. Konu: Klasik arabalardı. İlk aklıma gelen Amerikan arabaları olmuştu. Tarihte neler etki etmiş? Hangi renk ve form şekillenmesinde önemli olmuş? Bu sorulara yanıtlar aradım. Bir döneme damga vuran ve halen birçok insanın hayalini süsleyen klasik arabaların plastik değerlerini, Amerikan tarihindeki önemini vurgulamaya çalıştım. Bununla ilgili soyut çalışmalar gerçekleştirdim.

Batı’nın sanata ve hatta birçoğunun doğuşuna tanıklık ettiği sanat akımlarına etkisi büyüktü!  Sanat tarihi derslerinde; hem Batı sanatını hem de kendi öz kültürümüzü yansıtan Türk sanatı derslerini inceledim. İlk olarak Batı sanatının çalışmalarımda yansımalarını görürken, artık bize ait olan, kültürümüzü Türk resim sanatımızın daha geniş kitlelere tanıtılması ve unutulmaması gerektiğini düşündüm ve Türk sanatının yelpazesindeki önemli değerleri çalışmalarımda vurgulamakla bu yolculuğa başladım.

Resimlerimde geleneksel resim sanatının (Çini motifleri, Anadolu medeniyetleri ve tarihi, mitolojileri) soyutlamaları üzerinde çalışmalar gerçekleştirdim. Hayalgücü ile birleştirip sembollerle yeni bir boyut kazandırdım. Türk resim sanatının çeşitliliği, kendine özgü bir anlatımının olması çalışmalarımı şekillendirdi. Türk tarihinin kültürel zenginliği, el sanatları, toplumsal değerleri de konu dağılımlarımı belirledi.

“Geçmiş-bugün-gelecek” çerçevesinde; ışık, renk, form, leke ile kendi dokumu yaratmaya çalıştım. Arka fon ve zeminde de milli ve kültürel faktörleri sorgulayıp yeniden yorumladım. Bunlar kimi yerde halk efsanelerinin yeniden canlandırılmasıyla ya da yaşamış uygarlıkların yeniden varoluşlarıyla karşımıza çıkıyor. Bu sorgulamayı yaparken de izleyiciyi hep düşündürmeyi amaç edindim. Öz kültürümüzü ve sanatımızı zihinlerde silinmeye başlayan milli değerlerimizi resimlerimde yeniden hatırlatmaya çalıştım ve bunu da soyut figürlerle yeniden yorumluyorum.